Empatlar olarak başkalarının acılarını dinlemeye ve onlarla duygudaşlık yapmaya oldukça meyilliyiz. Başkaları da bunu içsel olarak farkediyor ve otomatik olarak bizimle en derin acılarını paylaşıyorlar. Ama bu empatlığın bu şekilde ilerlemesi gerektiğini göstermiyor. Bu durum, bizlerin empat yetilerimizin tam olarak hakimi olmamamızdan kaynaklanıyor. Aslında bizler öyle büyük bir armağana sahibiz ki :) Empat yeteneğinin özünde sevgi vardır. Sevgidir bizim duygudaşlık yapmamızı, kalbimizi tümüyle açabilmemizi sağlayan… Öz sevgiyken biz neden acıya odaklanalım? Empatlığımızda huzuru yakalamak ve ustalaşmak istiyorsak sevgiyi önplana koymamız çok önemli.
Aşağıdaki manifesto veya niyet yazısı empatların bu niyetlerini başkalarına yayabilmeleri veya kendi içlerinde empat kimliklerinin özündeki sevgiye daha rahat ulaşabilmeleri için bir destek görevi görmesi amacıyla tarafımdan yazıldı. Umarım tüm empat ailesine iyi gelir. :)
Yazar: Empat HayatBiliyorum acı çekiyorsunuz, biliyorum yaralısınız. Ama bunu şifalandırmak için tekrar acı duymaya, o yarayı deşmeye gerek yok. Karanlığı yalnızca ışıkla def edebiliriz. O yüzden ben acınızı değil, sevginizi hissetmeye niyet ediyorum. Şu anda sakladığınız ama içinizde, kalbinizin derinliklerinde parıldayan o altın ışığınızı…
Kalbimi sevginize açmak ve bu sevginin hem benim hem de sizin hayrınıza büyüyüp güçlenmesine niyet ediyorum. Sevginizin farkına varmanız ve hayatınızı sevgiyle sürdürmeniz için vesile olmaya niyet ediyorum.
Bu şekilde olsun istiyorum ki, ikimiz de zarar görmeden birbirimize şifa olalım. İkimiz de acılarımızdan arınalım. İkimiz de yükselelim.
Enerjimiz kendimizde kalsın ve bu enerjiyi içimizde pozitif yönde dönüşüme uğratalım. Benim, sizin enerjinize burnumu sokmaya hakkım olmadığı gibi sizin de beni düşük enerjilerinizle yaralamaya hakkınız yok. Birbirimizin enerjisine saygı duyalım ve sevgiyle iletişim kuralım.
Telif Hakkı © 2014 Empat Hayat. Tüm Hakları Saklıdır. Bu materyalin tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://empathayat.wordpress.com) ile beraber kopyalanmasına ve dağıtılmasına izin verilmiştir.
Butun bir yasamimi asiri empatiyle gecirmisim,yatak dosek yatacak kadar aci cekerek icime.Bir empat oldugumu ama bunu kontrol edemedigimi fark etmemi sagladiginiz icin size sonsuz sukran ve sevgilerimi gonderiyorum once,isiginiz hep parildasin.Bir sorum var ?Gerci bu yazidamiydi karistirdim ama, empati yappmaya basladigimizda enerji kanallarinin acildigini ve sonrainda kapatilmazsa kontrolden cikacagini soyluyorsunuz ya lhatta bu kanallar acilinca insan bedeninin gecirgen bir hale geldigini, kevgir gibi oldugunu?Bu gecirgenlik ilahi dunyadan alinan isigi dunyaya yaymak icin mi dizayn edilmistir?yani bir empatin asil misyonu buyken acik kalan kanallardan negatif enerji toplamasi onun misyonunun bir yan etkisi,dezavantajimidir, yoksa Tanri empatlari bazi insanlalara,durumlara,dunyaya bu gecirgenlik sayesinde sevgi ve sevkat duysun ve dunyanin karmasini donusturmeye yardim etsin diye mi yaratmistir?Yani acilan kanallardan bazi negatif enerjiyi cekerek,temizleyip ilahi enerjiye donusturmesi gerekiyorsa, bu takdirde bu mudur bir empatin ilahi misyonu?Dogru sorabilmisimdir umarim,simdiden tesekkkurler,her sey icin:))
Merhaba :) Öncelikle ben de size çok teşekkür ediyorum bu değerli yorumunuz için. Sorduğunuz soru o kadar muhteşem ki! Böyle değerli sorularınızı esirgemeyin, çünkü cevabı olmasa dahi bunu okuyan herkesin kalbinde mutlaka bir kıvılcım oluşturacak ve içsel bilgilere çok daha açık ulaşmalarını sağlayacaktır.
Gelelim cevaba:
Sorduğunuz soruların tek bir cevabı olduğunu sanmıyorum, olan cevaplar da ancak kısıtlı bir algı yaratacağından kesin bir cevap olarak düşünülemez. Ama benim empatlık deneyimlerinden çıkarımım şu ki, bütün empatlar ışık işçileridir. Sadece var olarak ışığı dünyaya yayarlar. Onlar doğuştan böyledirler, zaten şefkat konusunda bir aşamaya gelerek doğarlar ve misyonları sevgidir. Eğer bu şefkat içlerinde olmasaydı yaşadıkları o acılar karşısında şefkatten eser kalmazdı, sadece nefret duyarlardı ama onlar şefkat ve sevgiden asla pes etmezler, daima severler. Geçirgenlik onların evrimsel bir parçasıdır yalnızca ve bir kuşun uçmayı öğrenmesi gerektiği gibi onların da bunu kullanmayı öğrenmeleri gerekir. Çünkü manifestoda belirttiğim gibi, iyileştiren şey acıyı hissetmek değildir ama sevgidir. Elbette şu anda dünya üzerinde tekamül seviyesi farklı farklı insanlar mevcut ve en düşük seviyedeki insandan tutun en yüksek seviyedeki insanın değeri aynı ve dünyanın şifalandırmasında oynadığı rol de aynı. Bu nasıl oluyor derseniz, herkesin tekamül seviyesinde sahip olduğu özellik dünya üzerinde etki yaratması için mevcuttur.
Şimdi bunu empatlığın acemilik seviyesine uyarlarsak, bu acemiliğin de insanlığa pozitif bir etki yarattığı çok açıktır. Ancak empatın bu acemiliğini yenmesi gerekir ki, çevresine fayda sağlarken kendisi zarar görmesin ve hem kendi hayatında hem de çevresinde şifa yaratabilsin.
Kendini sevmeyip sadece başkalarını sevmek nasıl zararlıysa bu da aynısı. Sevgi içinde ama sen onu kullanmıyorsun.
Empat acemiliğini bitirdiğinde empatlığını arada sırada kullanacak diye bir şey de yok. Aksine, kevgir özelliğini kapatsan dahi eğer empatsan her an empatsın. Ve bu yetenek sende her daim başka biçimlerde etkin. Yalnızca bunun senin üzerindeki etkisini kontrol etmek gerekmekte. Eskiden birisinin acısını hissederken ve o acı üzerine uzun bir süre yapışırken, artık acemi olmadığın için şimdi sadece o anlık hisseder ve onun şifa sürecine destek olursun. Eğer sevgi ve şefkate yoğunlaşırsan da, acı yerini sevgiye bırakır.
Yani acı duymak zorunda değiliz, onu sevgiye dönüştürebiliriz. Kısacası, var olan her empatın ortak misyonudur sevgi ve şefkat. Çünkü empat olmak sevgi ve şefkatin temsilcisi olmaktır. :)
Umarım yeterince net ifade edebilmişimdir, ama eminim ifade edilmemiş ve bilmediğimiz çok şey var bu konuda.