• Anasayfa
  • Merhaba
  • Başlarken
  • Empat Destek Hizmetleri

Empat Hayat

~ Empat kimliğinizi tanımanız ve yaşamanız için kılavuzunuz

Empat Hayat

Tag Archives: enerji

Bir Empatın Hayat Yolunda Kendine Sağlaması Gerekenler

26 Perşembe Şub 2015

Posted by Serkan in Empatik Çözümler

≈ 11 Yorum

Etiketler

arınmak, aura, özgüven, biyoenerji, doğa, empat, empati, enerji, enerji kalkanı, güven, ilham, kalpte yaşamak, meditasyon, paylaşmak, pozitif, reiki, sevgi, tekamül, teknik, teslimiyet, topraklanmak, vejetaryen, vermek

energy, girl, bird, color, light, magic, sleep, beauty, divine, Sevgili empat dostum, bildiğin gibi bizlerin diğer insanlardan en belirgin farkı enerji alanımızın hassas olması. Bu gelişmiş hassaslık yönümüz bize boş yere verilmedi elbette. Belki de biz bu duruma gelmek için kaç ömür geçirdik. O yüzden bu hassaslığımız çok özeldir. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ilkesini asla aklından çıkarma. Çünkü görünürde bu oldukça zor bir yol, ama hakikatte bu bizim güçlü ruhlar olduğumuzun ve bize verilmiş ekstra enerjisel zorlukların potansiyel bir güç olduğunun belirtisi…

Her insan kendine enerjisel açıdan dikkat etmelidir tabii ki, ancak bizler çok daha fazla dikkat etmeliyiz. Tekamül için öğrenmemiz gereken bazı şeyler var ve ilerledikçe bu şeylerin çok daha doğal bir şekilde farkına varıyoruz. İşte bizim hassaslığımız da bu farkındalığın ta kendisi. Tek ihtiyacımız olan zihinsel ve duygusal olarak da bunun farkına varabilmek. Bunun için de yapmamız, uymamız gereken bazı önemli şeyler var.

Bu uymamız gereken şeyleri daha önce çok kez duymuş olabilirsin ama kendin için önemini o kadar fark etmemiş olabilirsin. Ben burada sana bunları hatırlatıp, önemini vurgulamak istiyorum.

Enerji Kalkanı

Öncelikle sana hatırlatacağım şey, senin tamamen bir enerji varlık olduğundur. Kendini somut, katı bir varlık olarak görebilirsin ama sen sadece enerjisin; her şey enerji. Bu gerçeği kılavuz olarak alarak fark etmeliyiz ki bütün enerjiler birbiriyle etkileşime kolaylıkla girebilir. Çevremizdeki şeyler/insanlar bize fiziksel olarak dokunmasa da enerjisel olarak dokunurlar. Şimdi sana şunu sormak istiyorum; “Her şeyin sana dokunmasını ister misin? Kirlisinden temizine, senin isteğin dışında sana dokunulmasını ister misin?” Eminim ki istemezsin.

Tabii şimdi “E, Empatlar dışındaki insanlara olmuyor mu bu?” diyebilirsin. Elbette oluyor, ancak onlar bunun idrakinde ve hissinde değiller. Sen çok daha hızlı -hatta anında- bunun farkına varabiliyorsun, vücudunda ve duygularında yarattığı duyumlardan. Ancak diğerleri fark etmeden yaşıyor çoğu zaman, hiiiiç bir şey hissetmiyor ve en sonunda gerçekten kendisi üzerinde duygusal hastalıklar ve daha ileri safhasında fiziksel hastalıklar ortaya çıkıyor. Yani anlayacağın üzere, bizim bu alarm sistemimiz olduğu için oldukça şükretmemiz lazım. Tabii şükrederken de bu alarm sisteminin hakkını verip korunma önlemi almamız gerekmekte.

Öncelikle bu konuda daha fazla tekniği şu sayfamda yazmıştım okumanı da çokça tavsiye ederim ama benim kısaca önermek istediğim korunma tekniği meleklerle irtibat kurmak olacak. Hem basit hem etkili. d546cdfa4ec744914194da213712500a

Onu da şöyle anlatayım senin için:

Şimdi bir yere otur veya ayakta dur, ama lütfen ayaklarını ve kollarını çaprazlama. Sonra gözlerini kapat (okurken de yapabilirsin) ve kalp çakranı besleyen 7 derin nefes al (yani ciğerlerine al, ama kalp çakranı beslediğini düşün) sonra kendini güvende hissettiğin bir yer hayal et ve oraya melekleri çağır. Meleklerin semadan inişini ve çevrende daire şeklinde durduğunu gör/düşün. Ve senin enerji alanına bembeyaz muhteşem bir ışık gönderdiklerini düşün. Sen bu bembeyaz ışığın içindesin ve artık sen de bembeyaz bir ışıksın. Enerjin o enerjiyle bir oldu ve her hücrene melek enerjileri yüklendi. Enerji alanın bu enerjiyle dolduğu için seni koruma altına aldı ve aynı zamanda da şifalandırmaya başladı… :)

Bunu 10 dakikalık bir çalışma olarak günün başında veya ortalarında müsaitsen yapabilirsin ama hemen yapman gerektiğini hissediyorsan meleklerin seni hızlıca (1 saniyede) bu alana soktuklarını imgeleyebilirsin. Uzun versiyonu sadece daha güzel sonuçlar yarattığı için öyle detaya girdim yoksa önemli olan onları inançla çağırmak ve onların varlığını tasdiklemek.

Topraklanmak

Topraklanmak, enerji kalkanı işleminden sonra en çok danışmamız gereken yöntemdir. Çünkü kendimden de biliyorum, içindeki şu gıcık üşengeç yanına karşı koyamayıp enerji kalkanı yapmadığın veya yapsan da pek dikkatini vermediğin zamanların olacak :D Neyse önemli değil, bunu da aşacağız, hatta enerji kalkanına ihtiyacımız olmayacak inşallah bir gün. O zamana kadar topraklanmak en büyük dostumuz olacak çünkü hassaslığımızın düzeyine göre bazen -üzerimizde bizi koruması için yüklendiğimiz enerji tükendiği için- enerji kalkanımız çabuk sönebiliyor ve bunu farketmeyebiliyoruz. Durum böyle olunca tabii etrafın enerjisiyle baya bi haşır neşir oluyoruz. Bu da üzerimizde baya bir artık/negatif enerji birikimine sebep oluyor. Bunlardan arınmamız çok önemli, yoksa kendimize ait olmayan ağrıları, negatif duyguları üzerimizde taşıyıp duruyoruz. Ki acemi empatsan, o acılar/duygular senin mi değil mi anlamadığın için hayattan soğuyabiliyorsun. Neyse ki topraklanma var, anlasan da anlamasan da yaptığın zaman üzerindeki pozitif etkisi apaçık fark ediliyor.

Topraklanma tabii biz empatlar için sadece negatif ve artık enerjiler yüzünden gerekli değil. Bizler genellikle yeryüzüne inen yoğun kozmik enerjilere bir ışık kanalı olmakla yükümlü olduğumuz için o enerjilerin bizden geçip yeryüzüne ulaşmasını sağlamak adına da topraklanmamız önemli. Yoksa bu yoğun enerji yeryüzüne ulaşamayıp, içimizde gittikçe yoğunlaştığında da vücudumuzda ağrı ve acılar yaratabiliyor. Ben bunu genellikle elektrik çarpması şeklinde bir acı olarak yaşıyorum. Bazen başıma bu şekilde acayip bir sancı giriyor, bazen de bacağıma ve ayaklarıma giriyor. Ama ne zaman ki güzelce topraklanıyorum o zaman ağrı ve sancıdan eser kalmıyor. En net deneyimlediğim şey olduğu için sana çok net de garanti veriyorum bu konuda. Topraklan ve “oh be dünya varmış” de :)

Lisedeyken daha topraklanma ne bilmiyordum ve iyice acayip bir hale dönmüştü bu enerji yüklenmeleri. Sınıfta otururken birden bacağıma elektrik çarpıyordu ve sert bi refleksle yukarı zıplatınca sıraya vurup bir de öyle acı içinde kıvranıyordum :D Topraklanmayı keşfettim hayatıma bir hafiflik geldi diyebilirim. Tabii son zamanlarda da yoğun enerji akışları sırasında ben topraklanmayı ihmal edince tansiyonum düşmeye başladı o da ayrı konu. Kalkanı ihmal ediyoruz tamam da bari topraklanmayı ihmal etmeyelim :)

tree, nature, tasavvuf, sufi, sema, grounding, connection Nasıl topraklanacağını da söyleyeyim:

Ayakta dur veya rahat bir yere otur. Ayakların yere sağlam bassın ve ellerini ve bacaklarını çaprazlamadan dur. Sonra dikkatini ayaklarına ver, ayaklarını hisset, ayaklarının tabanlarını hisset ve ayak tabanlarından yeryüzüne doğru kökler saldığını hayal et. Bu kökler gezegenin merkezine kadar ulaşsın. Merkezle köklerin vasıtasıyla bağ kur yani. Ve bu bağ/kök vasıtasıyla sendeki fazla/negatif/artık enerjilerin yeryüzüne ulaştığını düşün. Kökler vasıtasıyla bu enerjisel bedeninden akıp gitsin. Mümkünse bu akışı hisset veya hissettiğini düşün. Bu sırada yukarıdan gelen ve başının tepesinden giren ışıldayan tertemiz bir enerji de düşünebilirsin. Bu şekilde yeterince topraklandığını hissedinceye dek dur.

Ben 5-10 dakika yapılmasını tavsiye ederim. Gün içinde de buna bu şekilde odaklanamayacağın bir anda olsan da sadece ayaklarına odaklan. Ayaklarına odaklanmak da bir noktaya kadar etkili olacaktır. Biz empatların en büyük sıkıntılarından biri de ayaklarımız havada dolaşmaktır. Yani ruhsal boyuta daha yakın olduğumuz için dünyaya/bedenimize adapte olmakta zorlanabiliriz. O yüzden ayaklarımıza odaklanmak bizi yeryüzüne/bedenimize indirmek için oldukça pratik bir yoldur. :)

meditation, energy, light, shine, awakening, divine,

Meditasyon/Bioenerji/Reiki

Başından beri konuştuğumuz gibi, bizim enerji alanımız hassas ve bu hassaslık enerji alanımızı güçlendirmemiz gerektiğini işaret etmekte. Enerji alanımız güçlendikçe, hassaslığımız aynı kalsa da toleransımız artar ve bu hassaslığımızın kontrolünü de çok daha rahatlıkla ele geçirmiş oluruz. Enerji alanımızı yani auramızı güçlendirmemiz için birçok yöntem var ama en temizi kendi başımıza yaptığımız ve bize özgü olan Meditasyon ve Biyoenerjidir.

Meditasyon yaptıkça daha derin bir idrak ve daha güçlü enerji kapasitesine ulaştığımız için enerji alanımız doğal bir süreç içinde güçlenir. Bu süreç elbette kişiden kişiye göre değişir. Ancak gerçekten gelişmek istiyorsak düzenli bir çalışma yapmamız şarttır. Düzenli çalışmazsak çünkü bir ileri bir geri şeklinde yerimizde saymamız büyük bir olasılık.

Meditasyona alternatif değil ama ek olarak kendi üzerimizde biyoenerji çalışmak çok faydalı olur. Enerjimizi yönlendirmek ve kendimizi iyileştirmek zaten çok güzel bir şeydir, bunun için enerjimizi güçlendirme gibi bir sebep aramaya da gerek yok. İlaç kullanmayı bırakmak istiyorsan sana bunu mutlaka tavsiye ederim. Ki bir empat olarak ilaçların sana zararını hissediyorsundur ve bırakmak için dünden razısındır. Biyoenerjiyi ben küçükken “Ruhsal Güçleri Geliştirme Teknikleri” kitabından öğrenmiştim, tavsiye ederim ama sanırım sen kitabı almadan içeriğini internette de bulabilirsin.

Biyoenerjide eğer zorlanıyorsan, ellerindeki enerji kanallarında blokaj varsa veya daha ileri bir aşamaya geçmek istiyorsan sana Usui Reiki tavsiye ederim. Usui Reiki bir empat için en güzel enerji sistemidir diyebilirim. Yumuşacık, sıcacık bir enerjisi vardır ve ruhsal ve kişisel gelişimde büyük destekçidir. Ben işte Usui Reiki’yi hayatıma sokmadan önce empatlığın yaşattığı zorluklar sebebiyle epey depresif bir insandım ama Usui Reiki hayatıma girip yumuşacık enerjisiyle enerji alanımı arındırmaya başladığında hayatım değişti. :) the_healer_by_dreamagic-d30z1gj, healer, healing, light, energy, nature, plant

Vejetaryen Beslenme

O kadar enerji alanımızı korumaya çalışırken, negatif enerjileri topraklamaya çalışırken, daha güçlü bir enerji alanına sahip olmaya çalışırken; dünyevi yaşantımızda en çok dikkat etmemiz gereken şey tabii ki beslenmedir. Beslenme tüm canlıların yaşam enerjisini topladıkları en temel yöntemdir ve bu sebeple neyle beslendiğimiz çok önemlidir.

Eğer hâlâ kanı akıtılarak sofrana getirilmiş bir şey yiyorsan, yangından kaçarken doluya tutuluyorsun demektir. Çünkü o sofrana gelmeden önce büyük bir stresin içinde boğularak can verdi ve o stres (negatif enerji) şimdi senin içinde. Sırf diğer insanlar bu saplantının içinde diye, biz empatların o canına kıyılan hayvanlarla empati yapmaktan kendini geri çekmesi gerekmiyor.

Eminim ki, hepimiz et de yesek onların acısını hissediyoruz ama sağlığımız için yememiz gerektiğini sanıyoruz. Ancak bu doğru değil. Et yemek zorunda değiliz. Bizler seçme gücüne sahip olan iradeli canlılarız ve vejetaryen beslenme ile hem o acıya ortak olmayız hem de daha önce olmadığımız şekilde sağlıklı olabiliriz. Lütfen vejetaryen beslenmeyi araştır.

Dr. Murat Kınıkoğlu’nun, Dr. Ender Saraç’ın kitaplarını ve yazılarını tavsiye ederim. Lütfen araştır ve kendine, doğaya bir iyilik yap.

sun, energy, magic, miracle, peace, tree, nature

Doğa ile iletişimi güçlendirmek 

Biz insanlar doğanın çocuklarıyız ama empatlar olarak bunu çok daha derin duyumsuyoruz. Çünkü onunla iletişime geçtiğimiz anlarda o ilahi enerjiyi her zerremizde hissediyoruz. Eğer kendimizi daha iyi tanımak istiyorsak, doğayla çok daha yakından irtibata geçmemiz şart.

Çünkü o bize sessizliğin diliyle kendimizi anlatmak konusunda ustadır. Onunla vakit geçirmek, kendimizle vakit geçirmenin ta kendisidir. Ancak onunla birlikteyken kendimizi özgür ve tam potansiyelimize ulaşmış hissedebiliriz. Fiziksel olarak iletişim kuramasan da, hayal gücünün yardımıyla bu iletişimi kurabilirsin.

Sevdiğin doğa güzelliklerini içinde barındıran bir yer hayal et ve onun içinde otur, zaman geçir. Ağaçlarla, çiçeklerle, hayvanlarla konuş, onları sev, dinle. Rüzgarı, suyun sesini dinle. Gözlerini kapattığında bunu yapabilirsin emin ol. angel, animal, dog, love,

Evcil Hayvan Edinmek

Doğayla irtibatı sağlamanın en muhteşem yollarından biri işte budur. Hayvanlar bizlere doğanın koşulsuz sevgisini verirler ve bizim de koşulsuz sevmemize imkan verirler, böylece sevmeyi daha iyi öğreniriz. :)

Elbette bu yalnızca edinmekle olacak iş değil, dostunun güvenini ve sevgisini kazanmak için emek vermelisin. Başkalarına veremediğin o yüksek potansiyel sevgini onun üzerinde pratik etmekten çekinme. Sevgi yağmuruna tut onu, bundan çok hoşnut kalacaktır. Onun için bir anne gibi şefkatli, bir dost gibi samimi ve bir sevgili gibi aşk dolu ol :)

Pozitife odaklanmak (Teslimiyet ve Güven)

Birçok yolla enerjimizi güçlendirmiş, temizlemişken tekrar negatifin içine batırmak olmaz. O yüzden olabildiğince pozitif odaklı yaşamayı seçmiş olmak gerekir. Bunu yapmak bazılarımıza Polyannacılık gibi gelebilir ama bu aslında toz pembe bakmak değil, hakikati görmektir.

love, seed, snow, water, positive, energy,İlahi planda hiçbir şeyin kötü olmadığını, aslında her şeyin ve herkesin öğretmenimiz olduğunu idrak etmek bizi pozitife odaklanmış bir yaşama yönlendirir. Yani teslimiyet ve güven gerekir pozitif olmak için.

Eğer ilahi plana güvenmiyor ve teslim olmuyorsan, kendini akışa bırakmıyorsan pozitifliği sadece bir rol olarak benimsiyorsun demektir.

Her şey güzelken pozitif olmakta bir marifet yoktur ama negatif bir şeyle yüzleşince o teslimiyet ve güven gerçekten olmadığından pozitif maskesi düşer ve arkadaki negatif kişilik açığa çıkar.

İşte bizlerin yapması gereken gerçekten pozitif olmaktır.Hakikaten İlahi Plan’a, Evren’e, Allah’a güvenmektir.

love, light, fire, give, teacher,

Enerjiyi idame ettirmek – sürekli paylaşarak yeniye, gelişime yer açmak

Eğer hassasız diye kendimizi dışarıdan soyutlarsak söneriz. Çünkü enerji içeride tutulduğu gibi kalmaz. Tıpkı şişmiş bir balon gibi durduğu yerde söner. Enerjinin artması için dışarıyla temas kurmak, alış veriş yapmak şarttır. Bunu ister birebir iletişimle yaparsın, ister meditasyon halinde enerjiyi çevrenle paylaşarak… Ama paylaşım mutlaka olmalıdır. Mutlaka o enerjini paylaşmalısın. Evren sana verdiğin kadarını verecektir. Hatta daha da fazlasını verecektir. Bundan hiç şüphen olmasın.

Senin tek yapman gereken şey, kırılganlığını kabul etmen ama korkmaman. Kırılganlığın seni korkak biri hâline getirmesin. Ki zaten kırılganlık demek zayıflık demek değildir. Kırılgansan gönlün saftır ve tertemiz enerjiler barındırır içinde. Ve bu da en büyük güçtür. Saf, temiz enerji en güçlü armağandır. Sen bu armağanı yaydıkça kırılganlığın yerinde duracak ama öz güvenli olduğundan bu seni negatif etkilemeyecek, aksine pozitif biçimde en saf, temiz, iyilik dolu eylemlere yönelebileceksin.

İnsanlığın ve bilhassa senin bu eylemleri gerçekleştirmene ihtiyacı var, çünkü sen tam olarak bunu yapmak için geldin. Herkesin bir görevi var ve senin de görevin içinde o hasretini duyduğun şeyi yapmak.

healing touch

Sevgi ve Şefkate Yoğunlaşmak – kalpte yaşamak

Sevgi dünyanın en büyük gücüdür ve bir empatta bundan çok fazla vardır. Ama işte kırılganlığı yüzünden kendini gizler. Hatta önce kendini sevmesi bile mümkün değilmiş gibi hisseder o kadar yoğun bir sevgi ile dolup taşmasına rağmen. Bu gerçekten çok ilginç bir durumdur. Çok yoğun bir sevgiyle dolu olup kendini sevememek… O yüzden her empatın kendini sevmeyi öğrenmesi şarttır. Aynanın karşısına geçip, kendi gözlerine bakarak “seni seviyorum” diyebilmelisin ve bunu derken hissederek demelisin. Özündeki o güzelliği fark etmelisin. Sen muhteşemsin. :) Şu an buradasın ve bu muhteşem dünyanın şefkat dolu bir parçasısın. Dünyanın bu sevgiye ve şefkate ihtiyacı var. Ama her şeyden önce senin ihtiyacın var buna. Eğer kendine veremezsen kimseye veremezsin. Verdiğini sanırsın ama o verdiğin sevgi senin gerçek sevginin çooook küçük bir kısmı olur. Kendini sevmeye başladığında, yaşamın bir müzikale dönüşür. Müziği her yerde duyarsın, kalbin en güçlü tondan sevgisini haykırmaya başlar ve gittikçe de güçlenir taa ki tekamül edene dek.

bird, fly, freedom, walk, sky,

Kendine Güvenmek – ilhamları gerçeğe taşımak

Kendini sevdiğinde artık kendine güvenin sahneye çıkar ve onca yıl üzerine yağan ilhamlar gerçek hayatta doğmak için bir şans bulur. Onlara o şansı verdiğinde sen de kendine en büyük armağanı vermiş olursun çünkü bu dünyaya bunun için gelmişsindir. Senin varlığını onurlandıran bu ilhamlar, insanlığı da onurlandırır en sonunda. Ne kadar küçük ya da büyük görünürse görünsün, yapılan her şeyin büyük etkisi vardır. Yeter ki kendine saklama, ilerle.

Yazar: Empat Hayat

Telif Hakkı © 2015 Empat Hayat. Tüm Hakları Saklıdır. Bu materyalin tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://empathayat.wordpress.com) ile beraber kopyalanmasına ve dağıtılmasına izin verilmiştir.

Elektromanyetik Empati

21 Cumartesi Şub 2015

Posted by Serkan in Empatik Anılar, Empatik Tanımlar

≈ 6 Yorum

Etiketler

elektromanyetik, empat, enerji, negatif

energy, purple, light, magic, electric, flame

Empati diyince genellikle canlıları hissetmek gelir akla, ama empati sadece canlılarla sınırlı değildir. Belki de sonsuz sayıda türü vardır, çünkü parmak izimizin farklılığı gibi empatimiz de bize özgü olabilir. Ki genel olarak bakıldığında zaten öyledir, lütfen kendinizi betimlenen empati türleri ile sınırlamayın, sizlerin “hassaslığı” her şeye ulaşabilir.

Mesela kendimde deneyimlediğim ve fark edip isim koyduğum empati türleri henüz şunlar: Besin Empatisi, Elektromanyetik Empati…

Besin Empatisi dediğim türde, bedenimiz için doğru olan besinleri sezme yetisi ve bize faydalı olmayan besinlerin üzerimizde içsel ve fiziksel olarak negatif etki göstermesi var. Besin empatisinde güçlendiğimizde artık o besini denemeden faydalı olup olmadığını hissedecek düzeye ulaşıyoruz. Birden bire bağımlısı olduğumuz zararlı ürünleri bırakabiliyoruz. Çok daha detaylı ve güzel bir empati türü olarak deneyimlemişimdir ve eğer hayırlısıysa sonra bu konuda yazacağım.

Şimdi bu yazıda, hayatımda en çok yer kaplayan ve görmezden gelmemin imkansız olduğu empati türü “Elektromanyetik Empati”yi konuşacağız.

Kaçınılmaz olarak herkesin bildiği gibi elektronik aletler her yerde ve dolayısıyla bunların yaydıkları elektromanyetik dalgalar her yerde. Radyo dalgaları, telefon şebekeleri görünmeseler dahi etrafımızda uçuşmakta ve bunların her biri her insanın enerji alanını etkilemekte.

Ancak, empatsanız durum çok daha ilginç bir hale bürünebiliyor.

Elektromanyetik cihazların, radyo dalgalarının zararını idrak edebildiğinizi düşünmüş müydünüz hiç? Eğer küçük de olsa böyle bir ihtimali gözden geçirdiyseniz benim yaşadığım bu empati türünü siz de yaşıyor olabilirsiniz.

Elektromanyetik Empati’de, elektromanyetik dalga ne kadar şiddetliyse o kadar net algılanır. Her cihaz çevresine bu dalgayı yayar ve elbette hepsi insan sağlığı için zararlıdır ancak bazıları vardır ki bırakıp kaçmak gerekir. :) İnsanların çoğu bunun idrakine, hissine varamadığı için kullanmaktan kaçınmak bir yana, bunun gerçekliğine bile inanmıyorlar, umursamıyorlar.

Şöyle anlatayım;

Ben bu durumun ne olduğunu çözene kadar kafayı yeme noktasına geldim, insan darbenin nereden geldiğini anlamayınca korunma konusunda da büyük sıkıntı çekiyor malum.

Bir uyanıyordum ki başımda inanılmaz bir ağrı! Sanki dersiniz beynimden tüm oksijeni çekmişler ve ölüme terketmişler. Nefes almak inanılmaz yorucu ve can sıkıcı. Sanki havanın tüm nemi çekilmiş ve kupkuru bir şey soluyormuşum gibi…

Sebebinin telefon olduğunu anladığımda hiç şaşırmadım ve çok mantıklı geldi. Cep telefonumu her gece başımın yakınına koyar öyle uyurdum ve bunu yapmadığımda söz konusu “ağrı” bir daha gerçekleşmedi. Telefonu “uçuş modu”na aldığımda bütün sorun çözüldü. Çünkü sorun tamamen telefonun dışarıdaki baz istasyonuyla bağlantıya geçmesi ve beni elektromanyetik bir dalganın içinde bırakmasından ibaretti.

Yine başka bir gün, ev telefonunun benim odama alınması gerekmişti ve ben artık durumun idrakinde olduğumdan hafif temkinliydim ve evdekilere ben uyurken telefonu almamalarını tembihliyordum, çünkü onlar telefonu başka odaya götürürlerse ben yine telefonun yerleştirildiği “baz istasyonu” ile telefon arasındaki dalgaya maruz kalacaktım. Bu bir süre güzel güzel devam etti, ancak bir gün başımdaki ağrıyla uyandığımda telefonun alındığını henüz bakmadan anlamıştım. Tabi hemen o gün telefonu odamdan çıkarttırdım. :)

Telefon yanımda uyumak böyleyken telefonla konuşmak nasıl rahatsız ediyordur tahmin edersiniz. Özellikle enerji alanım aşırı hassaslaştığında 5 dakikadan fazla dayanamıyorum konuşmaya. Başımın o yanı yanıyor gibi hissediyorum ve bulantı şeklinde bir his eşlik ediyor.

Wifi kullanmak da çok berbat bir duygu. O bulantı hissi tüm bedenimi sarıyor, sanki kirlenmiş, leş gibi olmuş hissediyorum ki enerji bedenime yaptığı da tam olarak bu zaten.

Ayrıca, mikrodalga fırından bahsetmeme de gerek yok sanırım. Ki bu biraz besin empatisi ile de bağlantılı. Mikrodalgadan çıkan besinlerdeki “elektromanyetik tadı” algılayanlarınız vardır. Cidden rahatsız edici ve yediğiniz şeyin ölü olduğunu hissettiriyor. Ben onu da sanki içindeki tüm nefes çekilmiş, kurumuş gibi hissediyorum. Çünkü gerçekten öyle. “Mikrodalga” besinin tüm yaşam enerjisini düşük dalgalarla yakarak yok ediyor ve sadece cesedini bırakıyor.

the_electromagnetic_spectrum_by_lemf-d6aigqu

İnternette bunu bulduğumda çok güldüm, yapan kişi empat mı acaba merak ettim :)

Bunları hissetmek her ne kadar kötü gibi görünse de, bu aletlerden uzak kalmamı, onlardan soğumamı sağladığı için şükrediyorum. Çünkü bunlar enerji alanımızı gerçekten kirletmekte ve zedelemekte. Enerji alanımız kirlendiğinde ve zedelendiğinde ilahi bağlantımız zayıflar ve negatif duygulara çok daha rahat çekiliriz. Çünkü bu elektromanyetik dalgalar birer düşük titreşimdir ve negatif duygular da birer düşük titreşimdir.

O yüzden benim hissettiklerimi hissedin veya hissetmeyin ama lütfen hayatınızın her anını bu düşük titreşim jeneratörleri ile doldurmayın. Radyo dalgaları her yerde olabilir ama sizin bizzat kullandığınız cihazlar kadar üzerinizde güce sahip değiller, hatta eğer enerji alanınızı güçlendirirseniz size hiçbir etkisi olmaz. Ama kullandığınız her türlü elektromanyetik -özellikle de kablosuz- cihaz doğrudan sizin özel alanınıza temas eder. O yüzden mutlaka gün içinde bu ölümcül jeneratörlerden uzaklaştığınız ve enerjinizi arındırıp güçlendirdiğiniz, meditasyon yaptığınız, temiz enerjiyle beslendiğiniz zamanlarınız olsun.

Yazar: Serkan Sai Önder

Telif Hakkı © 2015 Empat Hayat. Tüm Hakları Saklıdır. Bu materyalin tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://empathayat.wordpress.com) ile beraber kopyalanmasına ve dağıtılmasına izin verilmiştir.

Bu blogu takip etmek ve yeni yazı yayımlandığında haberdar olmak için email adresinizi girin.

Dost Ziyaretleri

  • 209.145 ziyaret

Kategoriler

Son Yazılar

  • Alınganlık Üzerine Ekim 21, 2018
  • Mutluluk Üzerine Ağustos 22, 2018
  • Hassas Zamanlar Ağustos 15, 2018
  • “Ben Empatım” Ağustos 10, 2018
  • Bakmayı Bilen Empat Kasım 8, 2016
  • Bir Empatın Dört Erdemi Ekim 26, 2016
  • Varlığını Onurlandıran Empat Eylül 20, 2016

Arşiv

  • Ekim 2018 (1)
  • Ağustos 2018 (3)
  • Kasım 2016 (1)
  • Ekim 2016 (1)
  • Eylül 2016 (1)
  • Ağustos 2016 (2)
  • Mayıs 2016 (2)
  • Aralık 2015 (3)
  • Mart 2015 (2)
  • Şubat 2015 (2)
  • Kasım 2014 (1)
  • Ağustos 2014 (1)
  • Mayıs 2014 (1)
  • Mart 2014 (1)
  • Şubat 2014 (1)
  • Ocak 2014 (5)

Facebook Sayfasından Takip Edin

Facebook Sayfasından Takip Edin

Telif Hakkı © 2014-2018 Empat Hayat. Tüm Hakları Saklıdır. Bu materyalin, değiştirilmeden, bedava olarak, telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://empathayat.wordpress.com/) ile beraber kopyalanmasına ve dağıtılmasına izin verilmiştir.

Son Yazılar

  • Alınganlık Üzerine Ekim 21, 2018
  • Mutluluk Üzerine Ağustos 22, 2018
  • Hassas Zamanlar Ağustos 15, 2018
  • “Ben Empatım” Ağustos 10, 2018
  • Bakmayı Bilen Empat Kasım 8, 2016
  • Bir Empatın Dört Erdemi Ekim 26, 2016
  • Varlığını Onurlandıran Empat Eylül 20, 2016

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Vazgeç
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası